Rüya görme olayı insanın yaratıldığı günden beri vardır. Çünkü rüya insanın yapısının bir gereğidir. İnsanlar gördükleri rüyaların anlamlarını bilmek için çok gayret sarf etmişlerdir. Bunun için birçok açıklamalar ve yorumlar yapılmıştır. Ancak bu yorumların birçoğu hakiki bir ilme dayanmadığından gerçeği ifade etmekten uzak kalmıştır. Bugün de birçok rüya tabiri kitapları mevcuttur. Fakat bunların birçoğu yanlış ve eksik yorumlar içermektedir.

Rüya tabiri bir ilimdir. Bu ilim tasavvuf ehli olanlar tarafından kısmen bilinmektedir. Kur'an'ın bildirdiğine göre Hazreti Yusuf (as)’a  Allah tarafından rüyaların yorumu ilmi öğretilmiştir. Hz. Yusuf bu ilim sayesinde Mısıra Aziz olmuş ve insanlara dedesi Hz. İbrahim (as)'ın ve babası Hz. Yakub (as)'ın hanif dinini öğretmiştir. Hz. Yusuf'un rüya ile ilgili menkıbeleri Kur'an'da Yusuf suresinde anlatılmaktadır.

 

Rüyanın Mahiyeti Nedir?

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Onlar için dünya ve ahiret hayatında müjdeler vardır.” (Yunus, 10/64) Bu ayetteki müjde (büşrâ) kelimesi müminin gördüğü ya da ona gösterilen güzel rüya olarak tefsir edilmiştir. Hz. Peygamber (sav) kendisine bu ayet sorulduğunda şöyle buyurmuştur: “O Müjde müminin gördüğü veya ona gösterilen güzel bir rüyadır.” (Tirmizi)

Bu tür rüyalar sadık rüyalardır ve bunların işaret ettikleri manalar da haktır. Ayrıca görülen rüya bir tür keramettir. Rüyaların hakikatleri ile ilgili birçok tasavvuf ehli açıklamalar yapmışlar ve rüyanın mahiyetinin ne olduğunu anlatmışlardır.

Abdülkerim Kuşeyr, “Kuşeyri Risalesi” adlı kitabında rüyanın hakikatini şöyle açıklamaktadır:

“Rüya kalbe gelen bazı manevi düşünceler, tasavvurlar ve hayale gelen bazı hallerdir. İnsan uykuda duyularını kullanmadığı için, gördüğü şeylerin hakiki rüya olduğunu düşünür. Oysa bu birer tasavvur ve vehimdir,  kendisinden duyusal ve zaruri yolla elde edilen ilimler zail olduğu için bu rüya hali onda kuvvetlenmiştir. Uyandığı zaman rüyada gördüğü hallerin, uyanıkken gördüğü ve duyuları ile algıladığı duyu ve bilgilere nazaran zayıf kaldığını görür. Rüya gören kimse zifiri karanlıkta kandil ışığı altında olan kimse gibidir. Güneş doğup ışığını saçmaya başladığında kandilin ışığı zayıf kalmaya başlar ve alanı daralır. İşte uyuyan kimse kandil altındaki kimse gibi, uyanmış kimse ise güneş ışığı altındaki kimse gibidir. Uykuda olan kimse uyandığı zaman görmüş olduğu şeyleri hatırlar.

Rüyada görülen ve kalbe gelen bu düşünceler bazen şeytan tarafından, bazen nefis tarafından, bazen melek tarafından olabileceği gibi bazen de Allah tarafından doğrudan kulun kalbine ilka edilen düşünceler olabilir. Hz. Peygamber (sav), “En sadık rüya göreniniz en doğru konuşanınızdır.” (Müslim, Tirmizi) buyurmuştur.”

İbni Arabi Hazretleri, Fütûhât-ı Mekkiyye adlı kitabında rüya hakkında şunları söylemektedir:

“Dünyanın süsü rüyadır. İnsan dünya hayatında bir rüyadadır ve bu nedenle rüyanın tabir edilmesi emredilmiştir. Rüya bazen insanlar uykudayken de uykuda tabir edilebilir. Öldüklerinde uyanırlar. Peygamberin dili ile duyu “hayal” olarak ifade edilmişken duyulur olan tahayyül edilen diye ifade edilmiştir. Böyleyken neye güvenilecek? Kesin hüküm veren akıl ve bilgi sahibi, uyanıkken duyu ve duyuluru idrak ettiğini söyler; uyuduğunda ise hayal ve tahayyül sahibi olduğunu belirtir. Kendisinden saadet yolunu öğrendiğin kimse, yani Hz. Peygamber ise uyanık ve şuurlu zannettiğin esnada da uyuduğunu beyan buyurdu. Dünyada uyanıkken de uyku halinde isen, o zaman içinde bulunduğun her şey hayaldir. Başka bir ifade ile her durumun başka bir manaya sahiptir ve (tabir ile bu anlamın bulunması gerekir). Her şey gördüğünden başkadır. Sahih uyanıklığın ile hayalin bulunmadığı sahih duyu ancak ahiret hayatında olabilir. Bunu öğrendiğinde, kerametlerin bakanların gözündeki hayaller olduklarını ileri sürme, sakın! Bilmelisin ki, iş gözle gördüğün şekildedir. Bu itibarla gözün gördüğünün bir batını yoktur, gördüğündür. Bunu anlamalısın! Doğru yol Allah'a ulaşır.”

Rüya uykunun galebe çalması ile hislerin işlevini kaybetmesi neticesinde hayalin işe koyularak bir şeyleri görünüşe çıkarmasıdır. Hayal gücü Allah Teâlâ'nın insana yaratırken ona verdiği en önemli ve kuvvetli güçlerden biridir. Rüyalar iki türlüdür:

1) Adgâsu ahlâm: Bu çeşit rüya nefsin ve şeytanın ilkasıyla, şeytani vesveseler ve nefsani arzuların hayal vasıtasıyla nefis tarafından idrak edilmesi neticesinde meydana gelir. Hayal bunları uygun bir resme dönüştürerek nefsin nazarına ulaştırır. Bunlar tabir edilmeye gerek duyulmayan karışık rüyalardır. Bu rüyalardan Allah'a sığınmak ve bu çeşit rüyaları kimseye anlatmamak gerekir.

2) Salih rüyalar: Bu rüyalar “Peygamberliğin kırk altı cüzünden birisi”dir.  Bu    hadisi tefsir edenler, Hazreti Peygamberin nübüvveti 23 sene olduğunu, başlangıçta Peygamberimizin vahyin 6 ay boyunca rüya yoluyla aldığını dile getirmişlerdir. Birçok peygamber vahyi rüya yoluyla almışlardır. Bazısı da uyanık iken almıştır. Örneğin Hz. İbrahim (as) rüyasında oğlunu kurban etmesi için emir almıştır.

Salih rüyalar üç çeşittir:

1) Görülen rüyanın tevil ve tabirine ihtiyaç yoktur. Rüyada görülen şey aynen zahir olur (ortaya çıkar). Buna açık rüya denir. Hz. İbrahim'in gördüğü rüya, “Doğrusu ben rüyamda iken seni boğazladığımı görüyorum” böyledir.

2) Rüyanın bir kısmı aynen ortaya çıkar, bir kısmı ise tevile muhtaçtır. Hz. Yusuf (as)'ın, “on bir yıldız, güneş ve ay bana secde ediyor” rüyasındaki  on bir yıldız, ay ve güneş tevile muhtaç, secde etmek ise aynen ortaya çıkmıştır.

3) Rüyanın tamamı tevile muhtaçtır. Mısır Melik’inin gördüğü rüya böyledir: “7 semiz inek, 7 cılız inek” görmesi gibi.

 

Rüyalar Hakkındaki Hadisler

Rüyalar hakkında Hz. Peygamberi (sav)’in bazı hadisleri vardır. Bu hadislerde rüyanın mahiyeti anlatıldığı gibi, rüya konusunda müminler uyarılmaktadır. Bu hadislerin bazıları şunlardır:

Salih bir kişi tarafından görülen güzel rüya peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür”

“Herhangi biriniz sevdiği bir rüya görürse, bilsin ki o muhakkak Allah tarafındandır. Rüya sahibi bu rüyası üzerine Allah'a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Bunun dışında hoşlanmadığı bir rüya gördüğünde de muhakkak bu rüyada şeytandandır. Bu takdirde rüya sahibi rüyanın şerrinden Allah'a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin. Böylece bu rüya kendisine zarar vermez.”

“Peygamberlikten geriye mübeşşirattan başka bir şey kalmadı.”

“Kim beni rüyasında görürse muhakkak o uyanık bir halde görecektir. Çünkü şeytan benim kılığıma giremez. (Kıyamet) zamanı yaklaşınca, müminin rüyası hemen hemen hiç yalan çıkmaz. Çünkü müminin rüyası peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür. Peygamberlikten cüz olan bir şey yalan çıkmaz.”

“Yalanların en büyüğü kişinin rüyasında görmediği şeyi gözleriyle gördüğünü iddia etmesidir.”

“Salih rüyalar Allah'tan, karmaşık rüyalar ise şeytandandır. Hoşlanmadığınız bir rüya görürseniz sol tarafınıza dönüp tükürürüz ve Allah'a sığınınız. O zaman onlar size zarar vermez.”

“Rüyada beni gören gerçekten beni görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime giremez.”

“Benden sonra peygamberlik kalmadı. Ancak bazı müjdeler olur. Uyuyan müminler rüyada görür. Yahut o müjdeler onlara görünür.”

 

Sufilerin Bazı Rüyaları

Sufilerin rüyalarının büyük bir kısmı salih rüyalardır. Bunların bazıları aynı zamanda keramet derecesindedir. Sufilerin bazı rüyaları aşağıda örnek olarak anlatılmaktadır:

● Sufi bir zat şöyle demiştir:  Uyanıklıkta bulunmayan bazı haller ve meziyetler uykuda bulunur. Bunlardan biri Hazreti Peygamberi, sahabileri ve ulemayı rüyada görmektir. Bunlar uyanık iken görülmezler. Yüce Allah'ın rüyada görülmesi de böyledir. Bu büyük bir meziyettir.

● Kettânî şöyle demiştir: Rüyamda Hazreti Peygamberi (sav) gördüm ve kalbimin diri kalması için dua etmesini istedim. O da “Her gün 40 defa “Ya Hayy Ya Kayyum, La İlahe İlla Ente” de, o zaman Allah kalbini diriltir.” buyurdu.

● Ebû Bekir b. Eşhîb şöyle demiştir: Rüyamda Ebû Sehl Su’lûkî’yi  güzel bir halde gördüm ve kendisine “Üstat bu hale nasıl ulaştın” diye sordum. O da “Allah hakkında hüsnü zan etmekle ulaştım. O’nun lütfuna inandım ve O’nu inandığım şekilde lütufkar buldum.” dedi.

● Şöyle denilmiştir: Utbetu’l-Gulâm rüyasında güzel bir huri gördü. Huri ona sana aşığım, sakın beni senden ayıracak bir amel işleme dedi. Hutbe, “Sen rahat ol, zira ben dünyayı üç talakla boşadım. Sana kavuşuncaya kadar artık bu talaktan ona dönüş hakkım yoktur.” dedi.

● Şöyle denilmiştir: Mâlik b. Dinar vefat ettiği gece rüyada görülmüş. O rüyada Sema kapıları açılmış ve bir münadi “Dikkat edin Malik b. Dinar cennet ehli oldu” dediği duyulmuştur.

● Nebbâci şöyle demiştir: Bir defasında bana rüyamda şöyle denildi: “Rızık konusunda Allah'a güvenen kimsenin ahlakı güzelleşir, cömertlik kendisine kolay gelir, namazda vesvesesi azalır.”

● Yezid Rakkâşî Hz. Peygamber’i rüyada görmüş ve ona Kur'an okumuştu. Hz. Peygamber de ona, “Bu kıraat ama, Allah korkusundan ağlama nerede?” demiştir.

● İbn Hafîf şöyle demiştir: Rüyamda Hz. Peygamber’i gördüm. Bana şöyle dedi: “Allah'a giden yolu öğrenip de bu yoldan dönen kişiyi Allah hiç kimseye vermediği bir azap ile cezalandırır.”

● Ebû Said el-Harrâz şöyle demiştir: Rüyamda iblisi gördüm ve kendisini dövmek için hemen sopama davrandım. O sırada bana, “o sopadan korkmaz, ona sadece kalpteki marifet nuru korku verir.” denildi.

● Sufi bir zat şöyle demiştir: Rabiatu’l-Adeviyye için çok dua ederdim. Bir defasında kendisini rüyamda gördüm ve bana şöyle dedi: “Gönderdiğin hediyeler nurdan bir mendil içine sarılmış ve nurdan tabaklarla bize getirilmektedir.”

● Semmâk b. Harb şöyle demiştir: Bir vakit gözüm körelmişti. Rüyamda biri bana, “Fırat nehrine git gözünün suya daldır açılacaktır” dedi. Ben de gidip öyle yaptım ve gözüm açıldı.

● Evzâî rüyada görülmüş ve şöyle demiştir: “Burada alimlerin derecesinden sonra en yüksek derecenin hüzün sahiplerine ait olduğunu gördüm.”

● Ebû Muhammed el-Cerîrî rüyasında Cüneyd’i görmüş ve “halin nasıl?” diye sormuş. O da “Dünyada konuştuğumuz o işaretlerin değeri düştü, sadece sabahları yaptığımız tespihlerin faydası dokundu” demiştir.

● Öldükten sonra rüyada görülen Şiblî’ye, “Allah sana nasıl muamele etti?” diye sorulmuş. O da şöyle demiştir: Rabbim benden sadece bir sözüm için delil istedi. Bu söz “Cehenneme girmekten ve cennetten mahrum kalmaktan daha büyük hüsran olmaz” sözüm idi. Allah bana “Bu sözünü ispat et, Benim cemalimi müşahede etmekten mahrum kalmaktan daha büyük hüsran olur mu?” dedi.”

 

Rüyaların  Tabirleri

Rüyalar genelde, gelecekte olacak olan olaylar ve halihazırdaki durumlar ile ilgilidir. İnsanlar rüyalarda başlarına gelecek olan kaderi görebilirler. Tabii ki bunun için doğru bir yorum bilgisine sahip olmalıdırlar. Bizim bu yazımızdaki amacımız, rüyaların doğru yorumlanmasına bir katkıda bulunmaktır. Ancak rüyaların tümünü birden doğru olarak yorumlamak mümkün değildir. Çünkü rüyalardaki şeytani ve rahmani unsurları ayıklamak kolay bir iş değildir. Rüyada objelerin ve davranışların kompozisyonu önemlidir. Bu kompozisyonda gerçeği ifade eden ufak ayrıntılar gizlidir. Bunları tespit etmek herkes tarafından mümkün olmayabilir. Bunları ancak, bu konuda kendisini bu ilme vermiş kişiler, Allah'ın yardım etmesi ile anlayabilirler.

Allah Teâlâ bütün insanlara, Müslüman olsun veya olmasın, rüyalarda kendileri ve çevreleri ile ilgili olacak olayları haber vermektedir. Bu nedenle kafirlerin ve müşriklerin de rüyalarında doğru haber almaları yadırganmamalıdır. Çünkü rüya olayı bütün insanlar için vardır. Allah Teâlâ inanmayanlara da bazı şeyleri haber verip, o haber tahakkuk edince belki imana gelirler diye yardım edebilir. Bu şekilde imana gelen kitap ehli olan insanlara rastlanmıştır.

Uyku halindeki insanın ruhu bedenini terk ederek berzah aleminde dolaşması esnasında gördüğü ve rast geldiği şeyleri, Allah Teâlâ'nın insanda yarattığı hayal gücünün yardımıyla, uyanınca hatırlar. Bu hatırlamalar kişiye, kendisi ve çevresi ile ilgili halihazırda olan ve gelecekte olacak olan olaylar hakkında bilgi verir. Bu bilgiler, hayal gücünün kendisinde bıraktığı davranışlar, objeler ve renkler şeklindedir. Bunların doğru yorumu önemlidir. Bu yorumlardan vuku bulacak olaylar ve durumlar anlaşılır. Bununla beraber bunların görülmeleri ile nasıl yorumlanacaklarını belirlemek zor bir iştir.

Rüya yorumlamaları için bazı temel bilgilerin yanı sıra, herkes kendisinin tecrübelerine dayanmalıdır. Kişi gördüğü rüyaları unutmamaya gayret etmeli ve daha sonra yaşadığı olaylarla ilgi kurmaya çalışmalıdır. Bu şekilde gördükleri hakkında bir bilgi birikimi elde etmiş olur. Bu ömür boyu sürecek bir şeydir. Ancak bu diğer ilimler kadar kişinin hayatında önemli yer tutar. Fakat piyasada mevcut olan rüya tabirleri kitaplarının büyük bir kısmı yanlış ve eksiktir. Bu kitaplarla insanlar para kazanmak peşindedirler. Bu yorumlara itibar etmemelidir. Bu konuda güvenilir olan eserler, ancak tasavvuf ehli olan insanların yazdıklarıdır. Onların verdiği bilgiler esas alınmalıdır. Çünkü hiçbir tasavvuf ehli bu bilgilerle dünya malı elde etmeyi amaçlamaz. Sahip olduğu bilgileri insanlara anlatmakla görevini yerine getirdiğine inanır.

Rüyalar uzun sürdüğü gibi kısa olanları da vardır. Uzun rüyalar çeşitli safhalarla devam ettiği için anlaşılması karışık ve zordur. Bunların genelde şeytanın etkisinde kaldığına hükmedilir. Kısa süren rüyalar daha belirgindir. Oradaki davranışlar ve objeler daha kolay akılda kalır. Bunların rahmani olduğu ve yorumlanabileceği düşünülür.

Biz aşağıda rüyaların yorumlanması ile ilgili bazı bilgileri veriyoruz. Bu bilgiler sufilerin tecrübe ile elde ettikleri ve bu konuda sufilerin yazdıkları kitaplardan öğrendikleri bilgilerdir. Bu bilgiler zamanla insandan insana geçerek yayılmakta ve Müslümanlara yardımcı olmaya çalışılmaktadır.

Peygamberimiz (sav)’in yukarıda bahsettiğimiz bir hadisinde “(Kıyamet) zamanı  yaklaşınca müminin rüyası hemen hemen hiç yalan çıkmaz” buyurmaktadır. Tabii ki burada kastedilen gerçek müminlerdir. Gerçek müminler ise imanda ve amelde Hz. Peygamber'e tam uyarak İslam'ı gerçekten yaşayan insanlardır. Günümüzde bu müminlerin sayısı çok azdır. Geride kalan ve büyük bir çoğunluğu oluşturanlar, mümin gözüküp iman ve amelde eksiklikleri olanlardır. Bunların rüyaları daima doğru çıkmayabilir. Bu kişilerin rüyaları şeytanın etkisiyle bozuk olabilir.

Bugün için toplumda haram olan ameller kol gezmektedir. Bu haramlar insanların kalplerini karartmakta, manevi ilhamların kalbe ulaşmasına engel olmaktadır. Kalbin kararması, bu insanlar zahiri İslam'ı yaşıyor gözükseler de kamil bir Müslüman olmaktan uzaklaştırır. Bu nedenle de bu kişilerin gördükleri rüyalar ekseriyetle doğru olarak çıkmaz. Bu rüyalar insanları aldatır. “Rüyamda güzel gördüm, ama çıkmadı” diye serzenişler duyulur. Bunun nedeni harami ortamdır. Bu nedenle bu günlerde görülen rüyalara pek güvenmemek gerekir. Aynı durum dualar için de geçerlidir. Haramla beslenenlerin duası kabul olmaz. Ancak kişi bunun farkında olmadığı için, “namaz kılıyorum, oruç tutuyorum ama duam kabul olmuyor” der. İşte bunun sebebi, bugünkü harami ortamın her yeri kaplamış olmasıdır. Bu nedenle Müslümanlar bugün rüyalara fazla bel bağlamamalıdırlar. Onlar gerçek bir İslami yaşantıyı hedeflemeli ve Allah Teâlâ'ya tam olarak tevekkül etmelidir. O zaman gördüğü rüyaların doğru olarak tahakkuk ettiğine şahit olacaklardır.

Allah Teâlâ'nın bütün Müslümanların gerçek bir iman ve takva içinde olmalarını nasip etmesini dua ve niyaz ederiz.

 

Rüyada Görünen Bazı Davranışların Tabirleri

Rüyada çeşitli davranış şekilleri ile karşılaşabiliriz. Bunların her birinin bir anlamı vardır. Bütün davranışların yorumlarını yapmak kolay bir iş değildir. Çünkü hepsinde ayrı bir hikmet ve özellik vardır. Ancak bazıları hakkında tasavvuf ehli olan insanların yaptıkları yorumları aşağıda veriyoruz.

● Gülmek: Rüyada gülmek tam zıt anlama gelir. Yani birisi size rüyanızda gülüyorsa, o size kızıyor demektir. Gülen kişinin size bir şey söylemesi gerekmez. Size gülen bir yüzle bakması yeter. Bu hareketi size kızdığını ifade eder. Bu kızmasının nedeni sizin bir davranışınızdan dolayıdır. Bunun ne olduğunu ancak siz bilebilirsiniz.

● Ağlamak: Rüyada ağlamak zıt anlama gelir. Yani eğer rüyamızda ağlarsanız, bu sizin sevineceğiniz bir şeyi haber vermektedir. Bu sevineceğiz şeyin ne olduğunu ise, ağlarken çevrenizde bir şeyler varsa onlarla ilgili olabilir. Ancak bu durum tam olarak ifade edilemeyebilir. Bu durumda sevineceğiniz şeyin ne olduğunu ancak kendiniz bilebilirsiniz

● Diş çıkması: Rüyada diş çıkması, dişi çıkan kişinin hasta olacağına işaret eder.

● Sigara içmek: Rüyada sigara içen bir kişiyi görmek, o kişinin hastalanacağına işaret eder.

● Ata binmek: Rüyada ata binmek, kişinin muradının olacağına işaret eder. Burada atın rengi beyaz ise muradının çok iyi bir şey olduğunu gösterir. Eğer koyu siyah ise muradının sıkıntılar içinde olduğunu ifade eder.

● Çamaşır yıkamak ve asmak: Rüyada bir kişi çamaşır yıkarken görülürse, o kişinin günahlarından temizlenmek için amel işlediği anlaşılır. Asılan çamaşırlarda kişinin salih amelleri sonucu günahlarının bir kısmının affedildiği anlamına gelir.

●  İnsanın çıplak görülmesi: Rüyada bir insanı çıplak görmek, o insanın sıkıntıda olduğunu gösterir.

● İnsanın hamamda görülmesi: Rüyada bir insanın hamamda görülmesi, o kişinin sıkıntıda olduğuna delalet eder.

● Yıkanmak: Rüyada birisinin yıkanması günahlarından temizlenmesi anlamına gelir.

● Sümüğün akması: Rüyada burundan sümüğün akmasının görülmesi, o sırada görülen bir şeyler veya kişilerle ilgili kişinin sıkıntı ve üzüntü duyacağına işaret eder.

● Nikah yüzüğü takmak:  Nikah yüzüğü takılan kişiyle ortak bir iş yapmak anlamına gelir. Bu evlenme de olabilir veya başka bir ortaklık da olabilir.

● Arkasını dönmek: Rüyada bir kişi size arkasını dönüyorsa, size karşı sevgisizliğini, kızgınlığını ifade eder. Size yüzünü dönenler ise size karşı herhangi bir kızgınlığının olmadığını gösterir.

 

Rüyada Görülen Bazı Objelerin Tabirleri

Rüyada görülen bazı objelerin özel anlamları vardır. Bu özel anlamlı objelerin bazılarının tabirlerini aşağıda veriyoruz.

● Silah: Bir insanın elinde silah, bıçak gibi aletler olması, o kişi için güçlü olma, elinde bir kuvvetin olmasını gösterir. Fakat bu kuvvetin hayırlı mı, değil mi oluşu belli değildir. Örneğin bir insan cinlerle arkadaşlık edip, onlardan yardım alması rüyada bir tabancayı belinde taşıması gibi gözükür. Fakat bu onun için hayırlı değildir. Çünkü cinlerle arkadaşlıkları başkalarına karşı kullanmak yanlıştır ve İslam açısından suçtur.

● Ekmek: Rüyada ekmek görmenin farklı yorumları vardır. Eğer ekmek bir bütün olarak görülürse, bu bir sıkıntıya, hastalığa delalet eder. Eğer ekmek kesilmiş, dilimlenmiş halinde görülürse bu bir nimetin elde edileceğini ifade eder. Ekmeği bütün olarak görülmesinin olumsuzluğu Hz. Yusuf'un tabir ettiği bir rüyada görüyoruz. Hz. Yusuf hapishane arkadaşlarından birisinin rüyasında, başında ekmek olup kuşların onu yediğini görmesini, o kişinin asılacağı olarak yorumlamıştır.

● Su: Rüyada su temizlik ve murattır.

● Perde: Rüyada perde şeriata uyumayı işaret eder. Eğer kişi rüyasında perdeyi sıkıca kaparsa, şeriat kurallarına sıkıca uyduğunu gösterir. Eğer kişi rüyada perdeyi açarsa, şeriat kurallarını terk ettiğine delalettir.

● Süt: Rüyada süt görmek ilime işaret eder. Eğer kişi rüyada süt içerse ilime kavuşacağına delalet eder. Bu konuda Peygamberimiz rüyasında, tırnaklarından çıkarcasına süt içtiğini söylemiş ve bunun büyük bir ilim sahibi olacağına işaret ettiğini ifade etmiştir.

● Bal: Rüyada bal, tefsir ilmini temsil eder. Saf bal içen kişi, Allah'ın ilhamına hakkını veren kişi demektir. Buna göre rüyada bal gören ve bal yiyen insan, Kur'an'daki ilhamları doğru olarak anlayan ve ona hakkını veren kişi olduğuna delalet eder. İbn Arabi balın “kanat” sahibi olanların ilmi olarak açıklar. Bunlar meleklerdir. Bunların sahip oldukları bilgiler açık bilgilerdir.

● Duman:  Rüyada duman görmek sıkıntıya işarettir. Duman ne kadar koyu ve siyaha dönüşmüşse sıkıntının o kadar daha şiddetli olduğunu gösterir.

● Alev, Ateş:  Rüyada dumansız alev ve ateş görmek iyidir. Kişinin manevi olarak bazı olumlu hususlara muhatap olduğu anlamına gelir. Hz. Musa (as)'ın Tur dağında alev görerek ateşin olduğu tarafa yönelmesi ve burada Allah Teâlâ ile konuşması buna bir örnektir. Bazen manevi bakımından kıymetli kişilerin ruhları bir yere gelince, oradaki insanlara alev zuhur eder. O zaman oraya Allah dostlarının ziyarete geldikleri ve orada manevi tecelliyatın olduğu anlaşılır. Fakat kişinin alevler içinde kalması, onun cehennemde yanabileceğine bir işaretidir.

Rüyada görülen objelerin bir kısmının yorumu için o objenin Osmanlıca yazılışındaki ilk harfinin hangi anlama işaret ettiğine bakılır. Harflerin anlamlarını bir liste olarak aşağıda veriyoruz. Bu liste tasavvuf ehli olan insanlar tarafından tecrübelerle teyit edilmiştir. Bu liste ile ilgili bazı örnekleri de aşağıda veriyoruz.

Elif  :  Mertebesi yüce ola

 Be   :    Rahat bula geçine

 Te   :    İlme veca eser ola (ilme düşe)

 Se  :     Nusretli ve saadetli ola

 Cim :   Düşmana fırsat bulup, galip ola

 Ha  :    Ululuğa şebi, ömrü uzun ola

 Hı  :     Muradına erişe, gayet sevine

 Dal :    Haceti zahmetsiz eline geçe

 Zel :    Çok mal eline gire, sevine

 Ra  :    Mal ve devlete erişe

 Ze  :    Din ve ağnağ bula

 Sin :    Korkudan emin ola

 Şın :    İşlediği işe pişman ola

 Sad :   İlim vadisine tamam erişe

 Dat :   Mal hasıl ola ve mal ucunda eli darala

 Tı :      Düşmanlarına galip ola

 Zı :      İçi acuna ve kaygu çeke

 Ayn :  Gönlü teşviş ola

 Gayn :Nefsine zulüm ede

 Fe :     Düşmana galip gele

Kaf :     Devletli ola sevine

 Kef :    Gaipten bir haber gele sevine

 Lâm :   Korkusundan emin ola

 Mim :   Muradına erişe, sevine

 Nun :    Melul ola, belki ağlaya

 Vav :    Haceti reva ola, sevine

 He :     Beyler ucunda gönlü kıırıla

 Ya :     Gazi ve itaatları çok ola

● Şemsiye: Rüyada elinde şemsiye tutan veya yanında şemsiye ile görülen kişinin pişmanlık içinde olduğu anlaşılır. Çünkü şemsiye kelimesinin ilk harfi “şın” dır. Yukarıdaki listedeki karşılığı “işlediği işe pişman ola” dır. Buna göre rüyada şemsiye ile görülen kişinin yaptığı bir işten dolayı pişmanlık duyduğu ifade edilmiş olur.

● Dolap: Rüyada dolap gören bir kişinin hacetinin zahmetsiz olarak eline geçeceği anlaşılır. Çünkü dolap kelimesinin yazılışının ilk harfi “dal” harfidir. Bu harfin listedeki karşılığı “haceti zahmetsiz eline geçe” dir.

● Masa: Rüyada ortada düzgün bir masa gören kişinin muradının olacağı anlamına gelir. Çünkü masa kelimesinin yazılımındaki ilk harf “mim” dir. Bunun listedeki karşılığı “Muradına erişe” dir. Ancak masanın rüyadaki durumu da önemlidir. Eğer masa ters yüz olarak, yani devrilmiş olarak duruyorsa, muradının olmayacağını gösterir. Eğer masa duvarın dibine çekili ise, yine muradının kenara itildiği anlamına gelir.

● Levha: Rüyada levha gören kişi, levha üzerinde yazılanların bildirdiğinden emin olduğunu ifade eder. Örneğin bir levhada bir hastalık ismini yazılı olduğunu gören kişi, o hastalığın korkusundan emin olduğunu gösterir. Çünkü levha kelimesinin yazılışındaki ilk harf “lam” olup, listedeki karşılığı “korkudan emin ola” dır. Burada levhanın rengi de önemlidir. Levhanın rengi beyazsa, bu korkuyu rahatlıkla atlatacağına delalet eder. Eğer siyah ise bu korkuyu atlatmasının sıkıntılı olacağını ifade eder.

● Yatak, yastık: Rüyada yatak veya yastık gören kişi, merak ettiği bir konuda kendisine itaat edileceğine işaret edilir. Çünkü yatak kelimesinin ilk harfi “ye” dir. Bunun listedeki karşılığı ise “gazi ve itaatleri çok ola” dır. Tabiiki, kişinin hangi konuda itaat edileceği rüyayı tamamlayan diğer unsurlardan anlaşılır.

● Çaydanlık: Bu kelimenin yazılışının ilk harfi “çe” dir. Bu harf listedeki cim harfi ile özdeşleştirilir. Çünkü Osmanlıca çe harfi cim harfinden türetilmiştir. Cim harfinin listedeki karşılığı “düşmana fırsat bulup galip ola” dır. Dolayısıyla rüyasında çaydanlık gören kişinin düşmanlarına herhangi bir şekilde üstün geleceğine işaret edilmiş olur.

● Cam: Rüyada düzgün ve beyaz cam görmek, muradın olacağına ve düşmanlarına galip ve üstün geleceğini gösterir. Eğer cam kırılırsa mağlup olacağının delilidir.

● Bardak: Rüyada elinde veya önünde bardak görmekdünya zenginliğine işaret eder. Çünkü bardak kelimesinin ilk harfi “be” dir. Bunun anlamı ise “Rahat bula geçine” dir. Buzdolabı görmek te, ilk harfi “be” olduğundan dünyada rahat bir geçime sahip olunacağını gösterir.

● Çay: Rüyada bardak içinde çay gören veya çay içen, dünya hayatında düşmanlarına karşı daima üstün olacağına delalet eder. Çünkü kelimenin ilk harfi “çe” dir.

Tasavvuf yoluna giren insanlar, salikler için, rüyalarında gördükleri şeyler ve ortamlar kendileri için birer yol göstericidir. Çünkü bu şekilde nasıl bir nefsani durum içerisinde veya kalbi bir durum içerisinde olduğunu anlar. Örneğin insan rüyasında temiz akarsularla beraber, denizler, göller, havuzlar, yeşillikler, bahçeler, bostanlar, köşkler, temiz aynalar, ay, yıldız ve berrak gökyüzü görse bütün bunlar kalp sıfatının görüntüleridir. Eğer salik nihayetsiz nurlar, namütenahi alemler görse, uçmak ve yükselmek, renksiz keyfiyetsiz alem, zemin ve asumandan tayy ederek havaya yükselmek, manaları keşfedip ledün ilmi vasıta olmadan elde etmeye muvaffak olsa, bütün bunlar ruhun makamlarıdır. Eğer melekut alemini mütalaa edip, melekleri müşahede etse, gaybi sesleri duyup kendisine felekler, yıldızlar ve semavi nefisler arz ediliyor olsa, meleküt alemine ait şeyleri arş ve kürsiyi görse, bu onun yolculukta özürlü sıfatlardan kurtularak melek sıfatı ile hareket ettiğini gösterir. Salih eğer gaybın nurlarını müşahede edip uluhiyet sıfatının keşfi ile ilhamların, vahiylerin işaret ve tecellilerini idrak ediyorsa, burası (fena, beka, vuslat) Rahman'ın ahlakı ile ahlaklanmak makamıdır.

 

Rüyada Görülen Renklerle İlgili Tabirler

Rüyada görülen renklerin özel anlamları vardır. Ancak bu renkleri kelimelerle tam olarak tasvir etmek mümkün olmayabilir. Çünkü bir rengin açıklık ve koyuluğunun derecesi o rengin anlamını değiştirir. Bunlar ile ilgili bazı örnekleri aşağıda veriyoruz.

● Açık mavi: Bu renk hain olma, kızgın olma, kin besleme anlamına gelir. Eğer bir kişiyi rüyanızda üzerinde açık mavi bir elbise, gömlek veya palto giymiş olarak görürseniz, bu kişi size karşı kıskançlık, hainlik ve kin beslediği anlaşılır. Hatta bu kişi size kötülük de yapabilir. Böyle kişilere karşı dünyada tedbirli olmak ve uzak durmak gerekir.

● Lacivert: Bu renk manevi bir olgunluğa işaret eder. Rüyada lacivert renkte bir elbise giyen kişinin manevi olarak bir olgunluk içinde olduğu anlaşılır. Böyle insanlar iyi Müslümanlardır. Bunlardan size zarar gelmez.

● Koyu kahverengi: Bu renk hastalığı gösterir. Kahverenginin tonuna göre hastalık ilerlemiş veya hafiftir. Koyu tonda ise hastalık daha şiddetli ve ileridir. Açık tonda ise hastalık az şiddetlidir. Bu hastalıklar hem maddi hem de manevi (nefsi) hastalıkları gösterir. Eğer insan kendini duvarları kahverengi renkli olan odanın içinde görüyorsa, nefsinin veya bedeninin hastalıklarla çevrilmiş olduğuna hükmeder. Böyle bir odadan çıktığını görürse hastalıklardan kurtulacağına delalet eder.

● Sarı: Bu renk kafirlerin ve müşriklerin rengidir. Rüyada bir kişinin üzerinde veya yanında sarı renkler görülürse, o kişinin kafir veya müşrik olduğuna hükmedilir. Bu hüküm hem insanlar hem de cinler için geçerlidir.

● Vişne rengi: Bu renk ölümü semboller. Yani vişne suyu renginde bir objeyi elinde tutan, yanında bulunduran kişinin yakında öleceğine hükmedilir. Objenin yorumundan da onun ölüme giderkenki durumu anlaşılır. Örneğin yanında vişne renginde bir şişe bulunursa, kişinin ölürken pişmanlık içinde olacağını ifade eder. Çünkü şişenin yazılışındaki ilk harfi “şın” dır. Bu harfin verdiğimiz listedeki anlamı, yaptığı işe pişman olmasıdır.

● Beyaz: Bu renk temizliği ve İslam'ı iman sahibi oluşunu gösterir. Rüyada bu renkte bir elbise giyen kişinin temiz bir hayata gireceğine hükmedilir. Bunun tersi olarak, beyaz bir elbiseyi çıkaran kişinin temiz bir hayatı terk edeceği anlamına gelir.

● Kırmızı: Bu renk bir tehlikenin işaretidir. Rüyada üzerinde kırmızı renkte bir elbise bulunan kişinin tehlike içinde bulunduğu anlaşılır. Bu tehlike maddi ve manevi olabilir. Kişinin düşündüğü ve yaptığı eylemlerin kendisi için tehlike arz ediyorsa, kişi rüyasında kendisini kırmızı bir ortamda görür. Aynı şey başkaları tarafından da, bu kişinin kırmızılar içinde olduğunu görürse, yine aynı kişinin tehlikeli işler içinde olduğuna hükmedilir.

● Açık yeşil: Bu renk sıkıntının işaretidir. Hangibir şey açık yeşil renkte görülürse, o kişi için söz konusu objenin anlamına bakılarak, o konuda sıkıntı içinde olduğu anlaşılır. Örneğin açık yeşil renkte bir duvar görülüyorsa, o kişi ölüm korkusu ile sıkıntı içinde olduğu anlaşılır.

● Koyu yeşil: Bu renk maneviyat ve tasavvufu gösterir. Rüyada üzerinde koyu yeşil bir giysi bulunan kişi, tasavvuf ehli olduğu ve manevi olarak tekamül etmiş olduğu anlaşılır.

● Parlak siyah: Bu renk manevi muhabbeti simgeler. Rüyada parlak siyah bir giysi içinde olan kişinin manevi muhabbet sahibi olduğu anlaşılır. Elinde veya yakınında parlak siyah bir obje bulunduran kişi o objenin ilk harfinin temsil ettiği anlama uygun bir manevi sevgiye sahip olduğu anlaşılır.

● Mat siyah: Bu renk sıkıntıyı gösterir. Rüyada üstünde mat siyah elbise bulunan bir insanın sıkıntılı olduğu anlaşılır. Eğer kişinin bütün vücudu mat siyah ile kaplı ise, o kişinin günahlar tarafından iyice kaplandığı anlaşılır. Objelerdeki mat siyahlık, bulunduğu ortama göre ilk harfinin yorumu esas alınarak değerlendirilir. Örneğin ağzı kapalı naylon bir torba içinde mat siyah bir obje varsa, gören kişinin sıkıntılı bir işte üzüleceğinin işaretidir. Çünkü naylon kelimesinin ilk harfi olan “nun” harfinin anlamı “melül ola, belki ağlaya” dır. Eğer naylon torbanın ağzı açık ise bu hüküm geçersizdir. Mat siyah haram olan şeyleri de simgeler. Örneğin tabaktaki yediği yiyecek mat siyah ise kişinin haram yediği anlaşılır. Elinde mat siyah renkte ineği yularından tutan kişinin servetinin haram yoldan kazandığını gösterir. Çünkü inek dünya servetini ifade eder. Siyah renk haram oluşu ifade eder. Dolayısıyla bu, kişinin servetinin haram yoldan elde edildiğini gösterir.

● Gri: Bu renk ayrılığı ifade eder. Rüyada bir insanın üstünde gri renkte bir giysi varsa, o kişinin giydiği giysiye göre ayrılacağını ifade eder. Bu gri giysi palto ise yaptığı işten ayrılacağını simgeler. Çünkü palto kişinin dünyada yaptığı işi simgeler. Palto giymek bir işi üstlenmek, palto çıkarmak da bu işi terk etmek anlamındadır.

● Eflatun (mor): Bu renk nikah evliliğini gösterir. Rüyada eğer bir kişi mor renk elbise giydiğini görürse, bu kişinin evleneceği veya çok yakınından birinin evleneceği anlaşılır. Eğer kişi mor kurdele ile süslenmiş bir kutu görse, kendisinin yakınlarından birisi ile ilgili bir evliliğin tahakkuk edeceğini gösterir.

 

Rüyada Görülen Hayvan Suretleri İle İlgili Tabirler

İnsan nefsinin durumu rüyasında kendisini bazı hayvanların suretinde gözükmesine neden olur. Rüyada görülen hayvan suretleri o kişinin nefsinin ahlaki durumunu aksettirir. Bu nedenle her birinin ayrı ayrı özelliklerini bilmekte fayda vardır. İnsan rüyada kendisini bir hayvan suretinde gördüğü gibi başka insanları da hayvan suretinde görebilir. Bu durumda gördüğü hayvanın karakterinin gördüğü kişide taşındığına hükmeder.

● Kaplan: Kibirlenen bir adamı gösterir.

● Aslan: Saldırganlık yapan bir kişiyi gösterir.

● Kurt: Kıskanç olan birisini gösterir.

● Köpek: Dünya malına düşkün olan birisini gösterir.

● Tilki: Hilekar olan birisini gösterir.

● Tavşan: Aldatmaya yatkın birisini gösterir.

● Merkep: Cinsel şehvete düşkün olanı gösterir.

● Fare: Hırs sahibi ve cimri olan kişiyi gösterir.

● Yılan: Düşman olan kişiyi gösterir.

● Koyun: Ölümcül hastalığa (kanser gibi) yakalanmış birisini gösterir.

● Kedi: Kendi çıkarına düşkün olan birisini gösterir.

● Akrep: İstediği zaman zarar verebilecek birini gösterir.

● Karınca: Hırs sahibi ve çalışkan insanı gösterir.

● Domuz: Aç gözlü olan insanı gösterir.

● Ayı: Aç gözlü ve başkasına baskı yapmayı seven insanı gösterir.

 

Tasavvuf yoluna giren salikler için, rüyalarında kendilerini bir hayvan suretinde görmeleri önemlidir. Çünkü bu şekilde kendi nefsi üzerinde nelerin baskın olduğunu anlamış olurlar. Eğer salik bunlardan birisi ile savaşıp, onu yendiğini görürse bilir ki bu kötü sıfattan kurtulmuştur. Eğer salik bu hayvanlarla çatışma halinde ise bunun bir düşmanlık ve hile taşıyacağını bilir. Dikkatli davranıp gevşeklik ve gaflet içinde olmaz.

 

Yorum ve Eleştirileriniz için:  oryanmh@gmail.com

Ana Sayfa        Yorumlar

Tasavvuf ve Rüya Tabirleri

Yayınlanma Tarihi : 05.10.2020